Bir Kitap: Dönüşüm [Video]


Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı öyküsünü okudunuz mu?

Benim elimde ki kitap İş Bankası Kültür yayınlarından çıkmış, Gülperi Sert çevirisiyle 3. Baskısını yapmış, 74 sayfalık bir kitap. Oldukça kısa, hemen bitecek kitaplardan…

Kafka bu öyküyü 1912’lerde yazmış ama 1915 lerde yayımlanmış. Ve o günden beri belkide Kafka’nın en çok okunan öyküsü olmuş Dönüşüm.

Kafka ilginç bir yazar. Kafkayı inceleyen edebiyat eleştirmenleri onun karakter olarak çekingen biri olduğunu ve sanki öyküde de geçen o dışlanmışlık, yalnızlık gibi duyguları kendisinin de hissettiğini söylüyorlar. Hatta bunun sebepleri arasında babasıyla arasındaki negatif ilişkiyi gösterenler de, kafkanın Çek asıllı, almanca konuşan bir Yahudi olmasının sebep olduğu, karmaşıklığında bu ruh hali üzerinde etkili olma durumundan bahsedenlerde var.

Ayrıca bu eleştirmenler onu, aradan çekilen yazar olarak tanımlıyorlar. Peki neden? İşte bunun nedenini öyküyü okuyunca daha iyi anlıyoruz. Çünkü kitabın kapağını araladığınız anda, böceğe dönüşerek uyanan Gregor Samsa ile beraber bir odanın içine kapatılıyorsunuz. Ve kitabın kapağını kapatana dek o odadan çıkış yok.

Bir kitap okuyor olmaktan çok Gregor’un hayatına birebir tanık oluyoruz adeta. Gregor’un böyle trajik bir duruma düşmesi sonucunda çaresizliğini, çabasını, mücadelesini, dışlanmasını hatta yalnız kalmasını ya da bu böcek olma durumuyla neyin / nelerin ima edildiğini, satır aralarında nelerin saklandığını bize yazar anlatmıyor, bir okur olarak tüm bunlara biz tanık oluyoruz.

Aslında tüm öykü boyunca Gregor’un odasında oturup olayları izlediğimizi ve izlenecek bir şey kalmadığında odanın dışarısına çıkarıldığımızı düşünün. Bu… Ama mesele zaten henüz içerideyken tanık olduklarımız, duyduklarımız, hissettiklerimiz.

Buradan yola çıkarak bu öykünün bir aksiyon öyküsü olmadığını daha durağan ilerleyen bir durum öyküsü olduğunu söyleyebiliriz. Yani hareketli bir seyir, karmaşık olaylar, çözülmesi gereken gizemler gibi macera öğeleri yok. Bir aksiyon yaşatmaktan çok, bir şeyler anlatmaya çalışan bir öykü. Gerçi adam böceğe dönüştü, bundan daha iyi bir aksiyonda olamazdı herhalde… Neyse. İşte bu durağanlıktan dolayı da kitabı biraz buna göre okumak gerek. Kitabın anlatmak istediği bir şeyler var. Onlara kulak vermek lazım… Alt metinlerde ki o seslenişleri duyduğunuz zaman, kitaptan alacağınız tat aynı oranda artıyor.

Bu noktada şunu söyleyebiliriz. Bu kitabın güzel olup olmaması kişiden kişiye göre değişir. Bakış açısına göre, okuma şekline göre falan… Aslında bu söylediğim her kitap için geçerli. Ama dönüşümde bunu daha yoğun hissediyoruz. Dönüşüm hakkında yapılmış tam 130 farklı değerlendirmenin, Eleştirmenin Çaresizliği adlı bir kitapta toplanmış olması, sanırım bunu doğruluyor…

Öykünün konusuna gelirsek, Gregor Samsa bir sabah uyandığında kendini kocaman bir böceğe dönüşmüş olarak bulur ve olaylar gelişir. Gregor, rutin sorumluluklarını yerine getiremeyecek, insanların karşısına çıkamayacak, işinden olacak ve nihayetinde, bir başına kalacaktır.

Ama bir başka pencereden bakacak olursak, Gregor artık özgürdür. Babasının borcu yüzünden o patronun yanında çalışmak zorunda değildir artık. Rutin sorumluluklarını yerine getirmek zorunda değildir. Bir böcektir, ama özgürdür.

Bütün hayatını, ailesini rahat ettirebilmek ve bu amaç doğrultusunda para kazanmak için çalışıp didinerek geçiren Gregor bir sabah bir böcek olarak uyanıyor. İlginç. Burada ki böcek olma durumu bana göre bir kaçışı simgeliyor aslında. Başkaları için yaşamaktan, çevresindeki insanların daimi beklentilerini karşılayabilmek için çabalamaktan kaçmaya çalışmak bu. Ve bunun sonucunda da dışarıya itilmek.

Zaten kitabın dokunduğu bir detay da bu sanki… Yönlendirildiğimiz şeyleri yapmayarak, olmamız istendiği gibi biri olmayarak, sadece kendimiz olarak sistemin dışına itilmek…

Annesi ve babası başlarda durumu kabullenemeseler de bir süre sonra içerideki odada oğulları Gregor değil, bir böcek olduğu gerçeğini kabullenirler. Kız kardeşi başlangıçta durumu olgunlukla karşılayıp, abisine bir anlamda bakıcılık yapmaya çalışsa da, bu çok uzun sürmeyecektir. Bir noktadan sonra onunda tahammülü tükenecektir. İşte tam da o noktadan sonra Gregor bir başınadır artık, ve bir de odanın diğer tarafında onun bu yaşadıklarına tanık olan okur vardır.

Bir takım mecburi sorumluluklarımızdan kurtulmanın özgürlük olarak görüldüğü fakat bu özgürlüğün neredeyse imkansız olması, en azından bu kurtuluşun olağan şartlarda yaşanmasının neredeyse imkansız olması kitabın dokunduğu bir başka nokta gibi…

Mesela Gregor… Bir anlamda kurtuldu. Özgür oldu. Fakat bu özgürlüğü bir böcek olarak sağlayabildi. Oldukça olağandışı bir durumdu bu.

Labels: ,